Sarımsağın içerisinde yer alan di-alil-disülfidinin adlı bileşen tümör oluşumunu ve gelişimini engelleyici bir yapıya sahiptir.
İçerilerinde bulunan fenolik ve flavonoid gibi biyoaktif bileşenler sayesinde kansere karşı koruyucudur.
Özellikle her gün 3-4 adet ceviz, badem ve fındık tüketmek kanserle mücadelede oldukça etkilidir.
Yeşil çayın içerisinde yer alan epigallokatesin ve katesin bileşenleri kanseri önlemeye yardımcı olmaktadır.
Nar kabuğundaki flavanoitler ve narın içerisinde yer alan ellagik asit sayesinde başta meme kanseri olmak üzere birçok kanser çeşidine karşı koruyucu bir yapıya sahiptir.
Minyatür bir ağaca benzeyen brokoli tam bir antioksidan kaynağıdır. Meme ve prostat kanserine karşı koruyucu bir yapıya sahip olan brokoli A,C,E ve karoten bakımından oldukça zengindir.
Kanserden koruyucu C vitamini açısından zengin olan bu besin bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir. İçerisinde bulunan likopen sayesinde prostat kanserini önlemede oldukça etkilidir.
Ananasın içerisinde yer alan bromelain maddesi tümör hücre gelişimini durdurmaktadır.
Tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltan bir besindir.
İçerisinde yer alan oleik asit sayesinde kansere karşı oldukça etkili bir üründür.
Üzüm kabuğunda yer alan resveratrol kanser önleyici özelliğe sahip bir bileşendir. Aynı zamanda üzüm çekirdeklerinde yer alan polifenoller antioksidan özellik göstererek serbest radikallerin de etkisini azaltmaktadır.
Midede hazımsızlık ve şişkinlik tedavisinde kullanılan zerdeçal içerdiği antienflamatuar sayesinde kanserli hücrelerin gelişimini engellemektedir.
Turpgiller kansere karşı oldukça etkili besinlerdir. İçeriğinde bulunan sülforafan gibi aktif bileşenler sayesinde antikanserojen etki gösterir.
Bağışıklık sistemi üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan soğanlar kansere karşı oldukça koruyucudurlar.