Ülkemizde birçok bölgede kolaylıkla yetişen asma benzeri çiçekli bir bitkinin meyvesidir. Görünüm, büyüklük ve şekline göre değişen 1200’den fazla karpuz çeşidi vardır. Bazılarının kabukları koyu yeşil, siyah veya altın rengidir. Karpuzların içleri koyu kırmızı, pembe, sarı veya beyaz olabilir. Hatta çekirdeksiz türleri de vardır. Oval ve yuvarlak şeklinde karpuz görmeye alışmış olsak da kare olan türleri de vardır. Farklı bir sürü çeşidinin olmasına rağmen market ve pazarlarda sadece iki türüne rastlayacağız. Koyu yeşil kabuklu yuvarlak kırmızı bir karpuz ya da koyu yeşil şeritli oval pembe bir karpuz.
Marketlerde, manavlarda karpuz seçmek hep büyük bir meziyet olmuştur. Büyük bir hevesle aldığın, özenle eve kadar taşıdığın bu tatlı lezzetin kelek çıkma ihtimali, tam bir hayal kırıklığı yaşatıyor. Peki, kalın ve güçlü kabuğun altında neyin saklı olduğunu nasıl anlayacağız? İlk kural karpuz ne kadar ağırsa, meyve de o kadar olgunlaşmış demektir. Eşit büyüklükteki karpuzları tartarak, en ağırını eve götürebilirsiniz. Önceden dilimlenmiş karpuz almayı tercih ederseniz içinin unlu görünmediğinden ve kuru olmadığından emin olun.
Serin ve karanlık yerde yaklaşık 2 hafta taze kalırlar. Dilimli karpuzlar 3 gün içerisinde tüketilmelidir ve buzdolabında hava geçirmez bir kapta saklanmalıdır.
Karpuzun %90’ı sudan oluşur. Vitaminler ve diğer besin değerleri çoğunlukla minik siyah çekirdeklerinde saklıdır. Bu minik çekirdekleri yemek eskilerin söylediği gibi karnınızda karpuzun büyümesine neden olmaz, aksine magnezyum, demir, kalsiyum, A ve C vitaminlerini depolamanıza yardımcı olur. Yaz susuzluğunuzu giderecek bu harika lezzetle smoothie yapabilir, salata sosu olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca, tuzlu peynirler, ızgara etler, balıklar ve taze otlarla mükemmel bir uyum yakalar.